MEHMET UZEL

Tarih: 01.10.2025 11:44

GÜVEN KAYBI, YALNIZLIK VE İNSAN İLİŞKİLERİNİN PSİKOLOJİSİ

Facebook Twitter Linked-in

Evet toplumda insanların birbirine olan güvenleri kalmadı. Bu güven olanı aileler arasında da kalmadığı için boşanma olayları çok arttı. Şehrimiz bu konuda Türkiye genelinde liderliğini koruyor. Bu konuda Şehrimizin Tanınmış Bireysel çift ve aile danışmanı  işin uzmanı Hanım Demirbaş’la  görüştüm.

İlişkilerde Güvenin Temel Rolü

İnsan sosyal bir varlıktır; hayatı boyunca bağ kurmaya, destek görmeye ve ait olmaya ihtiyaç duyar. Yapılan çalışmalar, güvenin bu bağların merkezinde olduğunu gösterir (Baumeister & Leary, 1995). Güven kırıldığında, kişi yalnızca bir ilişkide değil, tüm insanlara karşı bakışında sarsıntı yaşayabilir (Rotter, 1980).

Yanlış İlişkiler Sonrası Güvenin Sarsılması

Aldatılma, ihanet ya da büyük hayal kırıklıkları yaşayan bireyler, bu deneyimi genellikle genelleyerek “hiç kimseye güvenilmez” sonucuna varabilirler. Bu durumda üç temel tepki öne çıkar (Mikulincer & Shaver, 2016):

 • Genelleme: Bir kişi yüzünden tüm insanlara güvensizlik.

 • Kaçınmacı bağlanma: Yakın ilişkilerden uzak durma, duygusal mesafe koyma.

 • Travmatik belirtiler: Sürekli tetikte olma, duygusal donukluk, yalnızlık hissi.

Psikolojik Dinamikler

1. Güvenin kırılması: Güvenin bozulması, beynin ödül ve motivasyon sistemini etkiler. Yeniden güvenmek genellikle yavaş ilerler (Fehr, 2009).

2. Yalnızlık riski: Yalnızlık kısa vadede koruyucu hissettirse de uzun vadede depresyon ve kaygı riskini artırır (Hawkley & Cacioppo, 2010).

3. Öz-değerin zedelenmesi: 

Yanlış ilişkiler, kişinin “Ben yeterince değerli değilim” inancına kapılmasına neden olabilir.

Sosyal Boyut

Güven sadece bireyler arası ilişkilerde değil, toplulukların bir arada durabilmesinde de kritik öneme sahiptir. Toplumsal güven zayıfladığında bağlar çözülür, işbirliği ve dayanışma azalır (Putnam, 2000). Bu nedenle bireysel güven kaybı, aynı zamanda toplumsal bir kayıptır.

Yanlış İlişkilerden Ders Çıkarmak

Psikoloji, zorlu deneyimlerden yalnızca kayıp değil, ders çıkarma ve güçlenme potansiyeli olduğunu da ortaya koyar. Bu süreç “travma sonrası büyüme” olarak adlandırılır (Tedeschi & Calhoun, 2004). Yanlış ilişkilerden sonra öğrenilen en önemli derslerden biri şudur: Kendinden başkasına güvenmeyi öğrenmek, ama bunu sağlıklı sınırları koruyarak yapmak.

Bu Yaklaşım İki Noktayı İçerir:

• Sağlıklı sınırlar: 

Körü körüne güvenmek yerine, kişinin kendi değerini koruması.

• Kademeli güven: 

Güven duygusunu tamamen reddetmeden, adım adım yeniden denemek.

Zor İlişkiler Sonrası Güçlenme Potansiyeli

Başlangıçta güven kaybı büyük bir karamsarlık yaratabilir. Fakat araştırmalar, bu durumun aynı zamanda bir güçlenme fırsatı olabileceğini gösterir. Psikoloji literatüründe iki kavram öne çıkar:

 1. Dirençlilik (Resilience): Olumsuz olaylardan sonra toparlanabilme kapasitesi. Dirençli kişiler, yaşadıkları hayal kırıklıklarını kalıcı bir çöküş değil, geçici bir sınav olarak görür (Masten, 2001).

 2. Travma Sonrası Büyüme (Post-Traumatic Growth): Yalnızca eski hâle dönmek değil, daha da güçlü bir benlik geliştirmek. Yanlış ilişkiler sonrası kişi daha dikkatli, bilinçli ve değer odaklı bir noktaya ilerleyebilir (Tedeschi & Calhoun, 2004).

Bu nedenle olumsuzluklar, kalbi karartmak yerine bir tür psikolojik laboratuvar işlevi görebilir:

 • Güvenin kıymeti daha iyi anlaşılır.

 • Sağlıklı sınırlar güçlenir.

• Kişi kendi direncini fark eder: “Bunu atlattıysam, daha fazlasını da başarabilirim.”

 • Hangi ilişkilerin değerli, hangilerinin zararlı olduğu netleşir.

Yeniden Güven Geliştirmek İçin Yöntemler

• Psikolojik destek: Bağlanma odaklı terapiler güveni yeniden inşa eder (Mikulincer & Shaver, 2016).

• Sosyal pedagojik yaklaşım: Sağlıklı iletişim becerileri kazanmak, destek gruplarıyla yalnızlığı azaltmak.

• Öz-değeri güçlendirmek: Güven önce kişinin kendine güvenmesiyle başlar…


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —