MEHMET UZEL


UNUTMAYALIM Kİ HAYVANLAR CENABI-I ALLAH'IN BİZLERE EMANETİDİR

UNUTMAYALIM Kİ HAYVANLAR CENABI-I ALLAH'IN BİZLERE EMANETİDİR


UNUTMAYALIM Kİ HAYVANLAR CENABI-I ALLAHIN BİZLERE EMANETİDİR

Evet hayvan sever bir kızımızın benimle yaptığı söyleşi sizlerle paylaşıyorum..

Can dostlara, sessiz kullara olan sevgim ab ayrı. Tartıştırmam kimseciklere bu sevgi halimi. An gelir erkenden kalkar, giderim dilsiz kulu doyurmaya.. Öyle mırıldanmalar, öyle sevgi dolu sesler işitir ki o an kulaklarım, anlatması ne mümkün edilen teşekkürün…

Bu aralar, ayrı bir vicdan yapıyorum.. Havalar soğudu, can dostlar da titrer durumda..

Hele ki aç ise karınları, daha da çok üşüyor onlar.

 Böyle sözler edip, amacım vicdan yaptırmak değim kimseciklere. Sadece ben gibi düşünen Mehmet ağabeyin yazdıkları acayip ruh okşayan türdendi, paylaşmadan edemiyorum kaleme alınanları.

Konuk yazar diye söz ettiğim, Kayserili mesleki büyüğümden geldi bu ifadeler. Buyurun sizler de bir okuyuverin, ne de güzel özetlemiş aslında meseleyi.

 Bir balık atıyordu önce Mehmet ağabey;

"ONLAR SOKAĞIN HAYVANIDIR" diye.

 Sonra da, inanıyorum ki okuduğunuzda sizlerin de katılacağı anlatımları geliyordu Kayseri‘den.

Lafı uzattım yine.. Duramıyorum laf etmeden.. İyisi mi yazılanlar diyeyim.. Buyurun keyifle okuyun;

Yazmazsam delireceğim, eğer bir sokağa girdiğinizde o sokağın kedi ve köpekleri insanlardan kaçmıyor ise bilin ki o sokakta iyi insanlar yaşıyordur.

Fakat girdiğiniz bu sokakta kedi ve köpekler insanlardan kaçıyor ise, insanları görünce uzaklaşıyorsa o sokakta hayvan severler oturmuyordur.

 Bir sokağın kedi ve köpekleri o sokakta yaşayanların insani değerlerinin önemli bir ölçütü olabilir...

Unutmayalım ki hayvanlar Cenab-ı Allahın bizlere emanetidir. Cenab-ı Allah, "Rabbim der ki; hayvanlar benim sessiz kullarımdır, şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklar." diye buyuruyor. Dünyada ki her canlı gibi sokak hayvanları da bu doğanın bir parçası ve her canlı gibi onların da barınma, beslenme ve güvende yaşama hakkı bulunuyor. Bir kedi kışın 6 buçuk saat, Köpek ise 16 buçuk saat boyunca hiç bir şey yiyip içmezse soğuk havaya karşı direncini yitirir ve hayatta kalamaz.

 İnsani değerleri taşıyan herkesin  bu konuya duyarlılık göstermesi ve evinin, iş yerinin, sokağını hatta yaşadığı bölgedeki parkların bir köşesine bir kap yemek ve su bırakması insani bir erdem ve sorumluluktur.

Ayrıca yemek restoranları da sokak hayvanları için bazı uygulamalar başlatabilirler.

İstanbul ve Ankara da bazı restoranlarda, yemek masalarının üzerinde "Lütfen yemek artıklarınızın içine kürdan atmayınız, sevimli dostlarımız ile paylaşacağız" şeklinde not bulunmaktadır.

Restoranlarda arda kalan yemeklerin sokak hayvanlarına verilmesini sağlayacak benzeri bir uygulamayı Kayseri deki Lokantacılar, Kebapçılar, Baklavacılar ve Pastane Odası da hayata geçirebilir.

Bu şekilde hem yiyeceklerin çöpe atılmasını engelleyerek israfın önüne geçebilir hem de sokakta yaşayan kedi ve köpeklerin beslenme ihtiyacına katkı sunabiliriz.