MEHMET UZEL

Tarih: 05.02.2025 09:38

BAĞIMLILIK BİR KADER DEĞİL, SANAT TEDAVİSİ İLE GELECEĞİNİ GERİ KAZAN!

Facebook Twitter Linked-in

    Geçtiğimiz günlerde  Kayserili iş insanları tarafından yeni yapılan uyuşturucu ile mücadele rehabilitasyon merkezinin tanıtımında Anakara Anatem den  gelen  on seneden beri bu işe gönül vermiş  İş ve Uğraşı eğitmeni, aynı zamanda Sanat Eğitmeni  Cennet Durmaz ‘la  uyuşturucu bağımlısı  çocukları nasıl tekrar topluma kazanılacağını konuştuk..

Sanat, madde bağımlılığı tedavisinde güçlü ve etkili bir terapi yöntemidir. Madde kullanan bireyler, duygu ve hislerini, tat alma duyularını tamamen kaybettiklerini ve kendilerini adeta insan olmaktan çıkmış bir canavar gibi gördüklerini ifade ederler. Madde kullanan bireylere doğru dili kullanmak, sanat kadar önemlidir. Bu bireylere yönelik aşağılayıcı ve damgalayıcı kelimeler kullanmak, onların toplumdan soyutlanmasına neden olur.

 Madde bağımlılığıyla mücadele eden bireylerle çalışan eğitmen, iletişimde kullandığı dili çok iyi bilmeli; hangi sanat dalının hangi danışana iyi geleceğini belirleyebilmeli ve sanat yoluyla danışanın duygularını kontrol etmesine, hislerini yeniden yaşamasına yardımcı olmalıdır. Eğer eğitmen, sanat ile danışanın duygularını özdeşleştirebilirse tedavi süreci sanatla başlamış olur.

 Madde bağımlılığı olan bireyler, yaşayamadıkları duyguları, bastıramadıkları öfkeyi, el titremelerini ve hatta konuşmalarındaki düşünce bozukluklarını (negatif düşüncelerini) sanat sayesinde kısa sürede toparlayabilirler. Sanatla uğraşırken odaklanma süresi büyük önem taşır. Eğitmen, bu süreci takip etmeli ve madde bağımlılığından kaynaklanan takıntıları olan, öfke kontrolü problemi yaşayan, psikoz belirtileri gösteren ya da hiperaktiviteye sahip bireylerle çalışırken onların odaklanmasını sağlamalıdır.

 Birey odaklanabildiğinde, eğitmene saatlerce kendisini anlatabilir ve zihninde artık olumsuz düşünceler kalmadığını ifade eder. Ailesine karşı ilk defa sevgi hissetmeye başlar, özlem duygusunu dile getirir. “Yeni doğmuş gibiyim, öyle hissediyorum. Olmayan bir dünyada acılarla yaşıyordum.” şeklinde hislerini paylaşabilir.

Eğitmen, sanat aracılığıyla bireylere unuttukları “hayır” kelimesini kullanmayı öğretir. Sanat ile bireyi bütünleştirerek onun saygı duyulan bir birey olduğunun farkına varmasını sağlar ve böylece bireyin kendini değerli hissetmesini amaçlar. Yaptığı sanatın ona “Ben bir şeyler başarıyorum ve başarabilirim!” bilincini kazandırması sağlanır. Kendine olan saygıyı ve başarma inancını yeniden kazanan birey, zamanla topluma adapte olmaya başlar.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —